İskitler by İlhami Durmuş Ural-Altay kökenli topluluklar deyince Türkler, Moğollar, Sibirler, Tatarlar, Macarlar, Finler, Estonyalılar ve kimi araştırmacılara göre de Japonlar kabul edilir. Varsayımlardan biri, bu toplulukların ortak kökenden geldiklerine dairdir ama ortak kökenin ne olduğu konusu pek geçmez. (Turan kavramının çok sonraları ortaya çıktığını ve bugünkü anlamını siyasi saiklerle kazandığını varsayıyorum). İlhami Durmuş'un çalışmasından belki de en dikkat çekici sonuç, yukarda sayılan toplulukların en azından bir kısmı …
2016 ABD yapımı 11.22.63 (J.F.Kennedy’nin suikaste uğradığı tarih), bir zaman yolculuğu hikayesi. lisede İngilizce öğretmeni olan Jake Epping karakterini merkeze alacak. Bir lokantanın deposunun geçmişe açıldığını fark eden ve zamanda geriye giden Epping, John F. Kennedy suikastını önlemeye çalışır. Ancak işler çok geçmeden sarpa sarar; zira kahramanımız, Lee Harvey Oswald engeline takılır ve hayatının aşkı ile karşılaşır!
Dünyada uzun bir geçmişi olan, Türkiye’de ise meslek mensupları arasında bilinme oranı yüksek ama uygulama alanı “henüz” bulunmayan bir muhasebe dalı, adli muhasebe.
Gerek ev gerekse işyerlerini olası afet ve kazalara karşı sigorta güvencesine almak, farkındalığı gitgide yükselen bir olgu. Peki, işyerimizi sigorta yaptırırken nelere dikkat etmeliyiz?
"Genç jenerasyona bir şeyleri öğretme isteğiyle yaklaşmak çok önemli zira o alışverişten her zaman olumlu bir şeyler çıkıyor. İnsan öğretirken daha iyi öğreniyor, yeni fikirler üretebiliyor. Gruba yeni kan getirmeye açık olmak gerekiyor." Feryal Özel
Zar Adam by Luke Rhinehart Her ne kadar arka kapak değerlendirmelerinde Time Out tarafından "Amerikan psikoanalitik kültürünün fütursuz bir parodisi" nitelemesi yapılmış olsa da, gerçekçi bir modern toplum eleştirisi olarak okunabilir diye düşünüyorum.
OECD’nin, TÜSİAD ve Argüden Yönetişim Akademisi Vakfı işbirliği ile yayımladığı “Kamuda Karar Alma Süreçleri Değerlendirilmesi 2018 Raporu”na göre Türkiye, kamuda alınan kararların, paydaşların katılımı, karar öncesi ve sonrası etki analizleri konusunda üç yıl öncesine göre daha kötü durumda.
Birikim 368 by Kollektif İnsan toplumunun uygarlık sıçramalarında halen süren uğraklarından biridir “devlet”. Birarada yaşamanın gerektirdiği organizasyon ihtiyacıyla başlamış, onlarca farklı şekle bürünerek devam edip bugünkü hallerine kadar gelmiş, uğradığı onlaca şekil değişikliği / farklı devlet yapıları ile de insanların bir başka kadim buluşmasını, toplumsal hareketleri de her daim var etmiştir.
Ödüllendirme, kurum ya da daha geniş topluluklarda bazen geçmişe dönük bir davranıştan dolayı, bazen de geleceğe dönük bir hedeften dolayı verilebiliyor. Daha somut ve dar kapsamlı tanımlanmış ödüllendirme mekanizmaları da sıkça kullanılmakla birlikte, ödüllendirmenin amaçları arasında her zaman topluluğa mesaj verme, topluluk sözleşmesine atıf, topluluğu oluşturan bireyleri belirli davranış kalıplarına yönlendirme gibi genel başlıklar da hep vardır.
Kurumların düşebileceği tuzaklar arasında “değişime direnme” önde gelenlerden biri olarak kabul edilir. Yöneticileri ve çalışanları değişime direnç gösteren kurumların, bu direnci yönetemedikleri oranda ayakta kalmaları güçleşir. Değişime direnç nedenleri arasında ise özellikle yöneticilerin konfor alanlarına hapsolması dikkat çeker. Yeni bir araştırma bu konuda özellikle kıdemli çalışanlara yönelik yaklaşımların nasıl olması gerektiğine ilişkin bir paragraf daha açıyor olabilir.
Türkiye’nin de aralarında olduğu 11 ülkeden yaklaşık 1.300 CEO ile yapılan araştırmaya göre CEO’lar, her sektörün yıkıma uğradığı günümüzde ayakta kalmanın yolunun dönüşmekten geçtiğini kabullendi: Bu yıl Türkiye’deki CEO’ların yüzde 92’si iş modellerini değiştirerek sektördeki dönüşüme öncülük ettiğini söyledi. Geçen yıl bu oran yüzde 44’tü.
Ama henüz yerine koyabileceğimiz kullanışlı bir şey bulamadık. Ipsos’un “Tek Kullanımlık Bir Dünya: Plastik Paketler ve Atıklarla Mücadele” araştırmasına göre; · 10 kişiden 8’i paketleme atıklarını azaltmaları için üreticilere yaptırımlar getirilmesi gerektiğini belirtiyor ve üreticilerin üretilen paketleri geri dönüştürmek zorunda olduklarını savunuyor.
University of Warrick’ten Andrew Oswald ve ekibi, 1980’den 2011’e kadar 27 Avrupa ülkesinden 900 binden fazla vatandaşın yaşam doyumu hakkındaki anket verilerini aynı dönemde ülkedeki yıllık reklam harcamalarına ilişkin verilerle karşılaştırdı. Araştırmacılar ikisi arasında ters bir korelasyon buldu. Bir ülkenin reklam harcaması bir yılda ne kadar yüksek olursa vatandaşların yaşam doyumu, bir veya iki yıl sonra o kadar azdı.
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre asgari ücrette 1 $’lık artış, 1990 ile 2015 yılları arasında ABD’de 27.550 intihar vakasını önleyebilirdi.
Herkes eve tavşan götürmeye çalışırken ansızın birlikte geyiği yakalıyoruz -ve geyiğin aslında hiç var olmadığını anlıyoruz. Meğer biz birer tavşanmışız -ve hedefimiz geyik olmak olmalıymış. Süreyya Evren
Social Plugin