Masanızı iş’le doldurmayın!

İşgünlerini yoğun geçirenlerden misiniz? Eğer öyleyseniz, bir süre sonra masanızın kontrolünü kaybetmenin ne demek olduğunu bilirsiniz. Üstüste yığılan dosyalar, çalışma kağıtları, pc’nizde birini kapamadan ötekini açtığınız sayfalar, hepsinin arasında, üstünde, altında (ve her nasılsa sürekli de yer değiştiren…, kaybolup yan masadan bile ortaya çıkabilirler) gözünüze takılan postişler (ki bu iyi kısmı) ve “yav şimdi burdaydı” nidalarıyla ara ara bulamadığınız postişler (bazen tam bir kabusturlar)…

Sorunu yaşıyorsanız, başa çıkmak için de yöntemleriniz vardır şüphesiz. Ben kendiminkileri sıralayayım istedim:

  • Bir planınız olsun! Yapmanız gerekenleri aylık-haftalık-günlük sırasında belirleyin ve muhakkak takvimleyin.

  • Raf tablasız olmaz! Masanızda ya da elinizin uzanabileceği yerde illaki olmalılar ki bu sayede masanıza sıbıtılan kağıtları, takviminize göre kenarda –ama elinizin altında- tutabilirsiniz.

  • Ne kadar az çekmece o kadar iyi! Çünkü çekmeceler içlerine aldıklarını yutarlar ve sonra çok zor geri verirler. (Bazen siz bir kağıdı çekmeceye bıraktığınızı unutun diye karanlık güçlerle birlikte çalıştıklarına dair kötü efsaneler bile vardır. Zaten erkekler bilir, askerde kepi kaybetmek neyse çekmecede aranan bir kağıdı kaybetmek, aynı şeydir.)

  • İş süreçlerine hakim olun! Bir iş size gelene kadar nerelerden geçer, sizden sonra nerelere gider, neler olur? İyi öğrenmiş olmanız gerekir. Yoksa o, her şirkette bulunan ve yegane amacı “aman benden çıksında şu iş” olan sevimli yer işgalcilerinin çöp kutusu oluverirsiniz. (Naralanın onlara! Höööyyttt!)

  • İllaki dijitalize olun! Çekmeceleri attınız, not kağıtlarını da atın (kağıtların köşelerine not almayı da bırakın). Takviminizden başlayarak herşeyi telefonunuzla da senkronize olacak şekilde sanal aleme taşıyın, ortalığı bulutla kaplayın. Google calender, keep, evernote kullanmayana kız da vermiyorlar koca da artık.

Yorum Gönder

0 Yorumlar