İş Sözleşmelerinin Feshi, Güncel Dönem

Kısa çalışma uygulaması ve nakdi ücretsiz izin desteği iş akdinin sonlandırılmasına ilişkin yasaklamanın sona ermesinin ardından özellikle iki konu gündeme geldi. Bunlardan biri, iş akdi sonlandırılan personelin kısa çalışma ve/veya zorunlu ücretsiz izinli olarak geçirdiği sürenin kıdem tazminatı hesaplaması ile senelik izin hak edişinde sayılıp sayılmayacağı; diğeri ise kiminde son bir buçuk yıla yakın süreyi kısa çalışma ya da zorunlu ücretsiz izinli olarak geçirenlerin işsizlik maaşı hak edip etmediklerinde hangi kriterlere bakılacağıydı.

İlkinden başlarsak, evet, kısa çalışma süresi personelin kıdem hesabında dikkate alınır. Her ne kadar bununla ilgili 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek-2’nci maddesinde kısa çalışmanın işçinin kıdemine sayılacağına dair bir hüküm bulunmuyor olsa da Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.11.1983 tarihli ve Esas: 1981/9-1067, K: 1983/1169 sayılı kararında ise kısa çalışmada geçen sürelerin kıdeme esas alınması gerektiği belirtilmiştir.

Zorunlu ücretsiz izin uygulamasında geçen sürenin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınıp alınmayacağına dair ise farklı görüşler var. Bu konuya da yasada yer verilmemiş ancak Yargıtay kararlarıyla açıklığa kavuşturulmuş ve “tarafların ücretsiz izin konusunda anlaşmaları halinde, ücretsiz izin süresince iş sözleşmesinin askıda kalacağı” esası kabul edilmiştir. Bu duruma istinaden çalışanın kendi talebi ile kullanmış olduğu ücretsiz izin süreleri kıdeme esas sürenin hesabına dâhil edilmeyecektir. Bunu dikkate alan kimi görüşler zorunlu ücretsiz iznin de “ücretsiz izin” olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve dolayısıyla geçen sürenin kıdem hesabında dikkate alınmaması gerektiğini söylemekteler. Diğer görüş ise işverenin kararıyla “zorunlu” uygulanmasına dikkat çekerek, çalışanın talebiyle hayata geçmemiş ücretsiz izinde geçen sürelerin hesaplamada dikkate alınması gerektiğini söylemekteler.

Benim de görüşüm ikinciyle benzer doğrultuda. Her ne kadar yasada tanımlanmamış ve “henüz” yargı kararlarına konu olmamışsa da, zorunlu ücretsiz izin uygulamasının çıkış koşullarına baktığımızda, amaçlarından birinin kısa çalışma uygulamasından yararlanma koşullarını taşımayan çalışanların işten çıkarılmasını engellemeye dönük yasaklamayla birlikte hayata geçirildiğini görürüz ki, benim bunu yorumlayışım istihdamın korunmasını ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan çalışanların da gelir elde etmesini sağlama amacı taşıdığı şeklindedir. Yani bu haliyle nakdi ücretsiz izin desteği, aslında kısa çalışma uygulaması gibi değerlendirilmelidir ve ücretsiz izinli geçen süre de kıdem hesabında dikkate alınmalıdır.

Kısa çalışma uygulaması yıllık izin hak edişinde de dikkate alınmak zorundadır ki 4857 sayılı Kanun’un 55/j maddesinde “Yıllık İzin Bakımından Çalışılmış Gibi Sayılan Haller” başlığı altında işverenler tarafından verilen diğer izinler ile kısa çalışma sürelerinin yıllık izne hak kazanmak için gerekli kıdemin hesabında dikkate alınacağı belirtilmiştir. Yani bununla ilgili bir tartışma zemini yok, konu yasada açıkça tanımlanmış. Aynı şekilde maddede geçen “…işverenler tarafından verilen diğer izinler” ibaresine göre de - işveren tarafından verilmiş izin olduğundan- zorunlu ücretsiz izin de geçen sürenin de yıllık izin hak edişinde hesaba dâhil edilmesi gerektiği sonucunu çıkarabiliriz.

Gelelim diğer gündem konuya. Tüm bu kısa çalışma ve/veya zorunlu ücretsiz izin dönemlerini geçirmiş ve 30 Haziran sonrasında da iş akdi fesih edilmiş çalışanın işsizlik maaşı alıp alamayacağının hangi kriterlere göre belirlenecek?

İşkur’un kriterleri belli aslında. Kendi rızası dışında ve işverence haklı bir nedene dayanmaksızın iş akdinin feshinden önceki son 120 gün boyunca bir hizmet akdine tabi olmak (prim ödemiş olma şartı yok, askıda bile olsa geçerli bir iş sözleşmesinin olması yeterli) ve son üç yıl içerisinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olmak. Malum, pandemi dolayısıyla kısa çalışma uygulaması başlatıldığında, pandemi gerekçesiyle yapılan kısa çalışma başvuruları için bu maddeler biraz esnetilmiş ve 600 gün 450 güne, 120 gün de 60 güne çekilmişti.

Şimdi, İşkur derki;

·         Kısa çalışmaya başladığı tarihten önce işsizlik maaşı alma şartlarını taşıyan çalışanlar (yani 600 gün ve 120 gün) için iş akitleri fesih edildiğinde, çıkış koduna bakmaksızın yani ister işten çıkarılsın ister kendi ayrılsın vs. işsizlik maaşı alır. Tabi bu durumda bağlanacak olan işsizlik maaşının hesaplamasında kısa çalışmadan önceki son dört aya ait prime esas kazançları ortalaması dikkate alınır.

·         Kısa çalışmaya başladığı tarihte işsizlik maaşı alma şartlarını taşımayan ya da zorunlu ücretsiz izne çıkarılan çalışanın iş akdi feshedildiğinde ise çıkış kodu önemli yani kendi rızası dışında ve işverence haklı bir nedene dayanmadan çıkarılmış ise, iş akdinin fesih edildiği tarihten geriye dönük bakılır ve işsizlik maaşı alma koşullarını taşıyorsa, maaşı bağlanır.

Yorum Gönder

0 Yorumlar