Ama bu yazıda daha çok blockhain ya da blok zincir
teknolojisinin gelecekte hayatımızda neleri değiştirebileceği üzerine
düşüncelerimi aktarmaya niyetliyim. Başta da dediğim gibi, üzerinde öyle aman
aman bir okuma, çalışma yapmadım. Daha çok çalışma sistemiyle paralel akla
gelenler diyelim.
Bir kere mal ve hizmetlerin değişim değerini, merkezi bir
yönetim ve itibar algısıyla tanımlama üzerine kurulu şimdiki parasal sistemi
kökünden değiştirme potansiyeli olduğunu ortaya koyuyor zaten. Özellikle son
dönemde yaygınlaşan NFT’lerin, bu potansiyelin hayat bulmaya başlama işareti sayılabileceğini
düşünüyorum. Belki yakın zamanda yazarların e-kitaplarını benzer bir sistemle
yayınlamaya başlayacaklarını ve satın alanlar dışında ikinci el kopya olarak
yapılan satışlardan da telif alacaklarını görmeye başlarız. Ya da
müzisyenlerin. Spotify’e üyelik ücreti olarak bir miktar kripto para ödediğinizi
düşünün, ödediğiniz kripto paranın bir kısmı yayıncı olarak Spotify hesabına
gidiyor, kalan tutar ise sizin dinlediğiniz şarkılara göre her şarkı için söz
yazarı/besteci/solist vs.’nin aralarındaki anlaşmaya da göre dağıtılıyor. Ve bu
dağıtımı kimse yapmıyor, her şey baştan belirlenmiş kurallara göre otomatik
yürüyor, kuralları ise ancak tüm taraflar birlikte değiştirebiliyor. Bunun,
ülkenin ulusal parasının iyi ya da kötü yönetilmesiyle ya da ulusal devlet
yönetiminin ya da merkez bankasının itibar derecesiyle hiçbir ilgisinin
olmayabileceğini fark ettiniz.
Ya da bir alım satım sözleşmesi. Teslim anında parmak
izinizle vereceğiniz bir onayla sistem otomatik olarak ödemeyi
gerçekleştirebilir ve paranın transferi de malzemeciye, üreticiye, fasoncuya, tasarımcıya
vs. aynı anda gerçekleşebilir. Daha da ötesi, alan ve satan dünyanın iki ayrı
ucunda olabilir ve aralarında fiyatta ve teslim tarihinde anlaşma dışında başka
hiçbir temas gerekmeyebilir.
Tuhaf değil mi?
0 Yorumlar