Parayı ‘Çıpa’lamak!

Hedge Fon doktoru olarak tanınan Mercer Yatırım Grubu Başkanı Ela Karahasanoğ’lu “yabancı bu ülkede istikrar var mı? Ben yatırımcı olarak paramı koyduğumda ger alabilecek miyim?’ sorularının cevabına bakıyor” diyor ve ekliyor, “bunun Türkiye’nin sosyo-ekonomik durumuyla, refahıyla ilgisi yok.”

Yani Karahasanoğlu’nun bahsettiği, yabancı yatırımcının bakışındaki “istikrar”, yatırım öncesi-yatırım esnası ve yatırımı sonlandırma anındaki paranın değerinin ne kadar stabil olduğu ya da ülke içi ya da dışı faktörlerin etkisiyle ne kadar “oynak” olabileceği.[i]

Steve Forbes’de yüzyılın başındaki İngiltere’yi, 2. Dünya savaşı sonrası Almanya ve Japonya’yı, 90’larda Baltık devletleri Litvanya, Letonya ve Estonya’yı ve dev Çin’i örnek veriyor ve Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerin kendi para birimlerini güçlü para birimlerine (USD veya Euro) çıpalamalarını öneriyor.

Forbes’e göre bu, istikrarlı para birimi olmanın şartı: “Yatırımcılar ve girişimciler sağlam para birimi ister; aynı şekilde piyasalar da ağırlık ve ölçüler güvenilir ve stabil olduğunda en iyi şekilde işler.”[ii]

Bugün bir ülkenin benimsemesi gereken sloganın “emtia ticareti fazlası edinin” olması gerektiğini söyleyen Forbes, IMF ve diğer kurumların yıllardır ülkelere para birimlerinde devalüasyona gitmeleri ve bunun ihracatı ucuzlatıp ithalatı pahalılandırarak büyümelerine yardımcı olacağı önerilerinin eski Merkantilist “safsatanın” modern versiyonu olduğunu söylüyor: “Oysa para birimini ucuzlatmak dış ve iç yatırımcıyı kaçırıyor. Yatırımın kendisi zaten yeterince riskli; bir de bu risk birbirimizle ticarette ve yatırımda kullandığımız, gelecekteki gelir akışının gerçekleşeceği para biriminin değerine dair belirsizlikle birleşince, kaçınılmaz olarak risk almak isteyenlerin sayısı azalıyor.”

Dünya ekonomisi 2 binli yılların ortasından beri bir finansal (para) krizi yaşıyor ve dönüp baktığımızda aslında bu, paranın “değerlemesiyle” ilgili bir kriz.

Bu krizin öncesinde 90’larda başlayan ve ABD’nin Çin’e yönelik “Yuan’ın daha fazla değerlenmesi gerektiğini söyleyen” baskısıyla akıllarda kalan “kur savaşları”, onun öncesinde de FED’in 80’lerde türev piyasaları için kapıları ardına kadar açması var.

ABD’nin, doları altına çıpalayan uluslararası istikrar anlaşmasını feshetmesinin üzerinden yarım yüzyıl kadar bir zaman geçti ve görünen o ki dünya, şimdi nasıl bir ölçme ve değerleme sistemi kullanması gerektiği tartışmasında dozu gitgide yükseltiyor.

Yunanistan’ı bir de bu açıdan değerlendirin derim. Halk oylamasında ki yüzde 61’lik “hayır”ı, “Başka Bir Avrupa Mümkün”e verilmiş “Evet” oyları olarak değerlendiren Chipras, orta ve uzun vadede haklı çıkabilir.

 

[i] Ela Karahasanoğlu röportaj, Fortune Türkiye, Temmuz 2015

[ii] Steve Forbes, Odadaki Fil, Forbes Türkiye, Temmuz 2015

Yorum Gönder

0 Yorumlar