Ekonomide Beklentiler Üzerine Notlar


Teb Nakit Akademisi 4. Buluşmasını “Stratejik Dayanıklılık” başlığıyla gerçekleştirdi. Bende etkinlik boyunca aldığım notları aşağıda paylaşıyorum:

Açılış konuşması sonrası ilk konuşmacı Özgür Demirtaş’tı:

Türkiye ekonomisini kırılgan 5’liyle karşılaştıran Özgür Hoca, Hindistan, Endonezya, Brezilya, Türkiye ve Güney Afrika’dan oluşan bu grup içerisinde enflasyonu ve cari açığı düşüremeyen ve döviz rezervlerini artıramayan tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin cari açık vermesine neden olan en önemli iki kalemin ise üretim aramalı ve enerji olduğunu söyledi. Türkiye ekonomisinin yanlış yönetildiğini ve yönlendirildiğini vurgulayan Demirtaş, bunun kanıtı olarak ise cari borcun yarısının bankalar ve finans kuruluşlarınca alındığını, kalan yarısı içerisinde ise inşaat, toptan ve perakende ticaret ile hizmet sektörünün en yüksek kalem olmasını gösterdi. Demirtaş ayrıca seçimden sonra Türkiye’nin dış kaynak arayışına geçeceğini öngördüğünü de ekledi. ABD ekonomisi ile ticaret savaşlarının iyi izlenmesi gerektiğine vurgu yapan Özgür Demirtaş, Nasdaq ve S&P endekslerinde patlama beklediğini, bu olursa FED’in geri adım atmak zorunda kalabileceğini ve böyle bir sonucun da Türkiye gibi dış kaynağa ihtiyaç duyan ülkeleri açısından bir nefes alma şansı olabileceğini söyledi.

Bu arada, bu “kırılgan beşli” ülkelerinin zaman zaman farklı ülkelerle listelendiğini de hatırlatmış 
olayım.

Kırılgan Beşli sınıflandırması, ilk kez ABD kökenli yatırım bankası Morgan Stanley’in 2013 yılı Ağustos ayında yayınladığı Küresel Görünüm başlıklı raporunda ortaya atıldı
(
https://www.morganstanley.com/institutional/research/pdf/FXPulse_20130801.pdf)

ABD Merkez Bankası Fed’in tahvil alımlarını azaltarak kaldıracağı yolundaki açıklamasının ardından paraları en çok değer kaybeden ülkeler Brezilya, Hindistan, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika olunca bu ülkelerin dış finansman sorunları karşısında kırılgan oldukları gerçeğinden hareketle bu gruplandırma yapıldı. O tarihten sonra da bu adlandırma yaygın kullanım alanı buldu.

Morgan Stanley 2016 yılının sonunda kırılgan beşli sınıflandırmasını revize etti. Bu kez Brezilya ve Hindistan gruptan çıkıyor yerlerine Meksika ve Kolombiya giriyordu. Bu durumda yeni kırılgan beşli Endonezya, Türkiye, Güney Afrika, Kolombiya ve Meksika olmuştu
(
http://www.barrons.com/articles/morgan-stanley-has-a-new-fragile-five-1481772203)

Sınıflandırmalar bununla bitmedi. Kasım 2017’de bu kez ABD kökenli kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s farklı bir kırılgan beşli sınıflandırması yaptı. Bu yeni beşli içinde eskilerden yalnızca Türkiye yer alıyor: Arjantin, Türkiye, Katar, Mısır ve Pakistan
(
https://www.cnbc.com/2017/11/06/these-are-now-the-5-most-fragile-countries-exposed-to-higher-interest-rates-according-to-sp.html)[i]

Listelerde hangi ülkeler yer alırsa alsın –ki Türkiye hepsinde var- kırılgan beşlinin ortak noktası, dövize bağımlı ülkeler olması.

Yemek arasında aynı masada bulunduğumuz faktöring sektöründen bir hanımefendi, “bizde de herkes dede para var ama konkordato korkusu yüzünden kimse kimseye bir şey vermiyor” dedi. Biraz abartılı bulmakla birlikte, ardı ardına konkordatoların ciddi bir gerilim yarattığı kesin, nitekim Işık Ökte’de konuşmasında bu durumun büyümeyi tehdit eden bir noktaya gelmiş olabileceğine dikkat çekti.

FED’in parasal genişlemesinden en çok fayda sağlayan ülkelerin (Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye) aynı zamanda en çok borç alan ülkeler demek olduğunu hatırlattı Işık Ökte ve şimdi en çok yarayı da bunların alacağını söyledi. Bu anlamda Fed’in sıkılaşma politikasında bir duralamaya gitmesinin Türkiye için pozitif olacağını ama ucuz zamanında bol miktarda borçlanan mekanizmanın da yeniden devreye girme ihtimalinin de az olmayabileceğini de ekledi.

 Işık Ökte 2019’un ilk çeyreğinde enflasyonu yüzde 27-28 beklediğini, sonrasında TL’ye dönük yatırımların yeniden artabileceği öngörüsünü paylaştı ama o noktada da bir çekincesi vardı ki o da S400’lerin alımı. Eğer bu gerçekleşirse ABD tarafından yeniden yaptırımların devreye girebileceğini ve bu olursa ekonominin kaçınılmaz olarak olumsuz etkileneceğinin altını çizdi Işık Ökte.
Işık Ökte’nin konuşmasından dikkatimi çeken bir diğer kısım ise Türkiye CDS primlerinin yükseklik nedenine ilişkin söyledikleri. Öktem’e göre bunun iki nedeninden birisi dış ve iç siyasi gerilimler, diğeri ise kamu bankalarının sermaye yeterliliklerindeki sorunlu durum. İşkur fonundan kamu bankalarına 18,5 milyarlık kaynak aktarımını hatırlatan Ökte, kamu bankaları tarafında ciddi bir temizliğin gerektiğini ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ın konuşmalarından bu yönde adım atılacağı sonucunu çıkardığını da ekledi.

Yorum Gönder

0 Yorumlar