Yerdeniz by
Ursula K. Le Guin
Ursula K. LeGuin’in Yerdeniz serisi ilkin üçleme olarak yazılmış, ardından Tehnu’yla dörtleme olmuş beşleme, peşinden Yerdeniz Öyküleri gelmiş, onun ardından da Öteki Rüzgar gelmiş. LeGuin, seri içerisinde anlatamadığı Yerdeniz evreninin ilklerini Yerdeniz Öyküleri’nde, Yerdeniz evreniyle bizim evrenimizin buluştuğu anı da Öteki Rüzgar’da anlatmış.
LeGuin, Yerdeniz serisini şöyle anlatıyor:
YERDENİZ BÜYÜCÜSÜ: Sanırım Yerdeniz Büyücüsünün en çocuksu yanı, konusu: Büyümek. Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci oldu bir yaşımda tamamladım ne kadar tamamlanabilirse; o yüzden de çok Önemsiyorum, Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek.
ATUAN MEZARLARI: Atuan Mezarları'nın konusu tek kelimeyle söylemek gerekirse cinselliktir. Kitapta bir sürü simge var, tabii ki yazarken bunları bilinçli bir şekilde çözümlemedim; bu simgelerin hepsi cinsel simgeler olarak okunabilir. Açıkçası kitabı bir kadının büyümesi olarak okuyabilirsiniz. Temalar, doğum, yeniden doğum, yıkım ve özgürlük.
EN UZAK SAHİL: En Uzak Sahil ölüm hakkında. Diğerlerinden daha zayıf kurgulu ve eksik olması da bu yüzden, ilk iki kitap yaşadığım ve atlattığım şeyler hakkındaydı. En Uzak Sahilde konu edilen şeyi ise yaşayıp atlatamazsınız. Bu bana genç okurlar için çok uygun bir konu gibi gelmişti, çünkü çocuk yalnızca ölümün varolduğunu değil, kendisinin de bir gün öleceğini anladığı anda, çocukluk biter ve yeni hayat başlar. Bu da büyümedir, ama daha geniş bir bağlamda.
TEHANU: Yerdeniz Üçlemesi'nin son kitabı En Uzak Sahil, düşlemeyi bırakmadığım bir düş gibiydi. Ve düşlemekten uzun süre vazgeçmedim. Tehanu böyle ortaya çıktı: Ged'in kendi hayatının nasıl sona ermesi gerektiği konusunda yanıldığını ve bana Yerdeniz'in gerçekten son kitabında kılavuzluk edecek kişinin Tenar olduğunu keşfetmek çok hoş bir sürpriz oldu. Üçleme'ye eklediğim bu yeni sona, 'Olsun da Geç Olsun' adını da koyabilirdim.
Benimse seride en çok ilgimi çekenin, bir zamanlar yaşayanların bildiği, sonra amaçları farklılaştıkça kiminin unuttuğu ama varolmaya da devam eden kadim dil olduğunu söyleyebilirim. Freud’un Rüya Tabirleri’nde varlığından bahsettiği ve her kültürde aynı olan dil gibi değil elbette. Freud varlığını ileri sürdüğü dilin, nesnelerin sembolik anlamlarında gizli olduğunu söyler, Yerdeniz’in kadim dili ise (insanların unuttuğu, insanlarla aynı soydan gelen ejderhaların bildiği, unutmayıp içten içe hatırlayan kimi insanlarınsa daha da öğrendikçe büyü gücüne sahip oldukları kadim dil ise), doğrudan kelimelerle ifade ediliyor ama o kelimeler de şey’lerin ilk ve gerçek isimleri. Yerdeniz evreninde kadim dilin gücünü içinde taşıyanlar insanların, ejderhaların, rüzgarın ve denizin, hayvanların ve bitkilerin, yani herşeyin gerçek isimlerinin peşindeler, çünkü bir canlı’nın ya da cansız varlığın gerçek ismini bilen, ona hâkim olabiliyor, ölümün bile.
Yerdeniz’in psikanalizle tek benzerliği “kadim dil” değil. LeGuin, bana öyle geliyor ki, Yerdeniz’i Kadim Dil üzerine, Kadim Dil’i de psikanaliz üzerine kurmuş. Daha ilk kitap olan Yerdeniz Büyücüsü’nde Ged, kibirle ve hava atmak için başka alemden çağırdığı yaratıkla yüzleşiyor, önce korkuyor, kaçıyor ama o kaçıp uzaklaştıkça yaratık ona daha da yaklaşıyor. Sonunda Ged, yaratıktan kaçmak yerine kovalamaya başlıyor, av avcı oluyor. Sonunda karşı karşıya geldiklerinde Ged, yaratığın ismiyle sesleniyor, “Ged!”
Yerdeniz evreniyle bizim evrenimizin birleştiği yer de bir ayrılık öyküsüyle anlatılıyor. Aynı dünyayı paylaşan ama ölümü var olmak kadar normal karşılayan ejderhalarla, öldükten sonra kendilerine sonsuz bir yaşam isteyen insanların sonsuz çekişmesinin sonlandığı yerde, insan büyücüler sonsuz yaşama sahip olacakları ama sonsuz olduğu için de çoraklaşmış toprakların sınır duvarını yıktıklarında, hem ölenler özgür kalıyor hem ejderhalar öteki rüzgârların estiği topraklara geçebiliyor hem de insanlar bu dünyada bu dünyanın varlığı içerisinde yaşama hakkına sahip oluyorlar. Büyüler ve ejderhaların dünyası ile insanların dünyası ayrılmış, taksimat yeniden yapılmış ve denge de kurulmuş oluyor.
Hem bilim kurgu hem de fantastik roman yazarı olduğu kadar bir ütopya yazarı da LeGuin, Yerdeniz aslında insanın belki de en gerçek ütopyası olabilir. Doğrudan kendi benliğinin farkına varma ütopyasının.
View all my reviews
0 Yorumlar