Demokrasi Talebi Var mı?

“Makbul vatandaşlıkla ‘kutuplaşma’ arasında bir bağlantı var. Bunun karşısında, aktif vatandaşlıkla denge/denetim arasında bir bağlantı var.” (Fuat Keyman)
“Dayanışma tipi örgütlenmelere çok sıcak bakan ve yoğun katılım gösteren bir toplumun, hak temelli örgütlenmelerden uzak durduğu…” (Bekir Ağırdır) …bir geleneksellik haline gelmiş durumda.

Bana göre bunun nedeni, hem Ağırdır hem de Keyman’ın da vurguladığı gibi, devletin yönetilme biçimi; oradaki ayrıntıcı kapsayıcılık, yasal sınırları zorlayan iradecilik ve bu yapının hak temelli yapılara örgütlenmelere yönelik izlediği, zaman zaman ceberrutluğa varan baskıcılık ve saldırganlık. Öyle olunca “makbul vatandaş”, bir yandan kutuplaşmanın tarafı, zaman zaman da aparatçığı olurken; diğer yandan da “makbul vatandaş” sınırları içerisinde dengeyi kendi kendine gözetebilmek için (çünkü devlet yönetiminden bu konuda gerektiği kadar fayda görmeyeceğinin farkında) de dayanışma tipi bir araya gelişlerde yoğun katılım göstermekte.

Tabi bu ilişkilenme biçiminin “zorlayıcı” nedenlerle de etkisiyle bu şekilde gelişmesi, hayatın günlük akışının sağlayıcısı olarak ekonomik yapının da fazlasıyla yozlaşmasına, Akif Beki’nin hatırlattığı gibi “Türkiye ekonomisinin negatif ayrışmasına” da yol açıyor. Bu eğilim ise –devlet yönetiminin temel yaklaşımı değişmediği sürece- yozlaşmayı beslediğinden, bir fasit daire yaratmakta. Buda sonuçta “mış” gibi yapan bir iş dünyası ve piyasayı yaratıyor ki, işini büyütmek için teşvik alan sanayicinin dün ithal ettiği makineye gümrükte yüzde 30 fazla vergi gelmesinden şikâyet edişini ama bugün “ithalatı kısıtlayacaklarını…” açıklayan hükümet bakanını alkışlayıp övdüklerini görebiliyoruz. Denge ve Denetleme Ağı’nın, “Türkiye’de Demokrasi Talebi Raporu”nun sunumunu yaptığı toplantıda bunu ve daha fazlasını düşündüren pek çok saptama var.

Yorum Gönder

0 Yorumlar