Avukatlık mesleği iş yaşamının bir parçası. Şirketler ya yargıya taşınmış bir dava ya da icra işlemi nedeniyle veya doğrudan danışmanlık hizmeti aldıklarında avukatlara, düzenledikleri serbest meslek makbuzu karşılığında ödeme yaparlar. Bu makbuzlarda %20 oranında GV tevkifatı ve %18 oranında KDV ayrıca gösterilir. Birde “karşı taraf” sıfatıyla yani davayı kaybeden ya da icra işlemine tabi tutulan işletme sıfatıyla, mahkeme kararı ya da icra dosyası kapsamında karşı (kazanan, icra yapan) taraf avukatına ödenen vekâlet ücret ödemeleri vardır. Pek çok işletme ve hatta karşı taraf avukatları dahi pek dikkat etmezler ama bu durumda da ücret ödeyen tarafın GV yönünden tevkifat sorumluluğu, dolayısıyla da avukatın karşı tarafa makbuz düzenleme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bir konu. İkinci konu ise halen güncel olan, avukatların A.Ş.’lere verdikleri danışmanlık hizmetleri karşılığı düzenleyecekleri makbuzlarda KDV tevkifatına yer verip vermeyecekleri. Bu iki konuyu inceleyelim:
Öncelikle 16.02.2021 tarih ve 31397 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “35 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile KDV tevkifatı uygulamasında yapılan değişikler sonrası tartışma konusu olan, avukatların danışmanlık hizmet verdikleri A.Ş.’lere düzenleyecekleri makbuzlarda KDV tevkifatına yer verip vermeyeceklerine bakalım.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin “I/C-2.1.3.1/b” bölümünde sayılan belirlenmiş alıcılara yapılan bazı hizmetler ile yine aynı Tebliğin “I/C-2.1.3.2.13” bölümünde sayılan alıcılara yapılan diğer tüm hizmetler KDV tevkifatına tabi tutulmuştur.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin “I/C-2.1.3.1/b” bölümünde sayılan belirlenmiş alıcılar;
b) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın):
- 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar,
il özel idareleri ve bunların teşkil ettikleri birlikler, belediyelerin teşkil
ettikleri birlikler ile köylere hizmet götürme birlikleri,
- Yukarıda sayılanlar dışındaki, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
- Döner sermayeli kuruluşlar,
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
- Bankalar,
- Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet
Teşekkülleri),
- Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar,
- Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları
dahil bütün borsalar,
- Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan idare, kurum ve
kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler,
- Payları Borsa İstanbul (BİST)A.Ş.nde işlem gören şirketler,
- Kalkınma ve yatırım ajansları,
şeklinde sayılmıştır.
Yine aynı Tebliğin “I/C-2.1.3.2.13” bölümünde;
“2.1.3.2.13. Yukarıda Belirlenenler Dışındaki Hizmetler
KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruşlara ifa edilen ve yukarıda belirtilmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu idare, kurum ve kuruşlar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır” denmektedir.
Görüleceği üzere KDV Genel Uygulama Tebliğinde avukatların, belirlenmiş alıcılar dışındaki işletmelere verdikleri danışmanlık hizmetleri karşılığı düzenleyecekleri makbuzlarda KDV tevkifatına yer vermelerini gerektirecek bir hüküm bulunmamaktadır. 35 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğe de baktığımızda bu durumu değiştiren bir yeni düzenleme görmedik.
Sonuç olarak, avukatlardan danışmanlık hizmeti alan ya da danışmanlık hizmet sözleşmesi yapmış bulunan bir A.Ş., eğer Payları Borsa İstanbul (BİST)A.Ş.nde işlem gören bir şirket değilse, ödeyeceği avukatlık hizmetinden KDV tevkifatı yapması yükümlülüğü bulunmamaktadır.[i]
Diğer konu ise avukatlara “karşı taraf” sıfatıyla yapılan ödemelerin GV ve KDV yönünden değerlendirilmesi:
Gelir Vergisi yönünden; davayı kaybeden tarafından, dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa ödenecek vekalet ücretinin, serbest meslek erbabı olan avukatlara ya da doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda tevkifat yükümlülüğü ne şekilde yerine getirilecektir?
Aynı sırada devam edelim:
Dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu verilen kararla karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin GVK’nun 65. ve 66'ncı maddelerine göre serbest meslek erbabı olan avukatlara ödenmesi halinde, GVK’nun 94'üncü maddesi uyarınca sorumlularca % 20 nispetinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekir.
Karşı taraf aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ödemelerinin doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda, icra müdürlüklerine ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan borçlu tarafından vekâlet ücreti ödemesinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Ancak, söz konusu vekâlet ücreti ödemesi yapan borçlunun GVK’nun 94’üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişilerden olmaması halinde, elde edilen serbest meslek kazancı avukat tarafından verilen yıllık beyannamede vergilendirilecektir.
Vekalet ücretinin avukat dışında alacaklı tarafa vekalet eden üçüncü bir kişiye nakden ödenmesi durumunda; bu vekalet alacağın tahsiline yönelik olduğundan, ödeme yapan tarafın GVK’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekir.
Davayı kaybeden tarafın, bu vekalet ücretini, alacaklı tarafa doğrudan nakden ödemesi halinde, alacaklıyı temsil eden avukatın ücretli olmaması kaydıyla, ödeme yapan tarafın GVK’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekâlet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.
Avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde ise, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, GVK’nun 61, 94 ve 103’üncü maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir.
KDV Yönünden baktığımızda ise; 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “Avukatlık Ücretleri” ile ilgili düzenlemesine göre; “Mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücretlerinin davayı kazananlara ödenmesi KDV’nin konusuna girmez. Ancak bu paralardan sözleşmeleri gereği ücret karşılığı çalışanlar dışında kalan avukatlara intikal eden kısım, serbest meslek kazancı kapsamında vergiye tabi olur.” denilmektedir. Yani buna göre Avukatların, aldıkları bu para için davayı kazanana serbest meslek makbuzu düzenlemesi ve makbuzda alınan tutar üzerinden KDV[ii] hesaplayıp ayrıca göstermeleri gerekir.
Diğer durumlarda yani “karşı taraf sıfatıyla” avukatlık ödemelerin, doğrudan avukatlara ya da icra veya mahkeme dosyalarına yapılması hallerinde, avukatlarca “karşı tarafa” makbuz düzenlenmesi gerekir.
[i] Her ne
kadar bu konuda farklı görüş içeren kimi yorumlar basında yer almışsa da (https://www.dunya.com/kose-yazisi/avukatlarin-kdv-tevkifatinda-kafalar-iyice-karisti/618292#_ftn5)
bununda nedeninin yayınlanan tebliğ ve özelgelerin (https://www.aslanpinar.com/bilgi-bankasi/guncel/ankara-vergi-dairesi-baskanliginin-kdv-tevkifati-hakkindaki-06-05-2021-tarihli-ozelgesi)
dil açısından özensizliğinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum.
[ii] Mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin
yer almaması halinde, vekalet ücretinin KDV dahil olduğu kabul edilir ve iç
yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan KDV, düzenlenen serbest meslek
makbuzunda gösterilir.”
0 Yorumlar