Artık daha hızlı yaşlanıyor olabilir miyiz?

genclerBaşlığa bakıp orta yaş krizine girdiğimi düşünmeden önce yazının kalanını okumanızı öneririm. Kastettiğim bir yanıyla yaşamın artan ‘hız’ı, bir yanıyla da hızla iş ve toplumsal hayata katılan yeni kuşakların (ki hepsinin bir adı var artık; x,y,z diye) hızlı tüketimle beslenen kültürlerinin baskınlığı.

Bizde sosyologlar genellikle doğrudan siyasal yanları ve sonuçları olan hareketlerle görünür olan toplum kesimleriyle ilgililer, o yüzden de değerlendirmeleri gelişmelerin gerisinde kalır gibi gelir bana.

Örneğin internetin ve sosyal medyanın genel yaşam tarzları üzerindeki etkilerini; giyimde, dilde, ahlak ve genel toplumsal yargı ve kabullerde ortaya çıkardığı ve yenileri eski kuşaktan fazlasıyla farklılaştırmış olma halini pek de katmazlar tahlillerine. (Belki bu yüzden Gezi olaylarında çok şaşırdık!)

Oysa tuhaf, korkutucu, coşkulu, garip,… ne idüğü belirsiz(mi?)!... Kelimelerle tanımlamakta ciddi zorluk çektiğimiz bir durumla karşı karşıyayız.

Hakkını teslim edelim. Bu yeni zaman insanlarının yarattığı “şaşkınlığın” en dişe dokunur yansımaları gene sosyal medyada ortaya çıkıyor. Daha Gezi’den önce, yaşı itibariyle endişeli modern kuşaktan olan (ve öylede hisseden) bir tanıdığım facebookta “şu birbenbire ortaya çıkan şortlu kızları görünce korkularım azalıyor” yazıvermişti duvarında (belki de son yılların en dişe dokunur sosyolojik tespitini en içtenlikli bir cümlede çiziktiriverdiğini düşünmeden.) O şortlu kızlar ve yaşıtları genç erkekler metropolün her yerindeler oysa. Sadece gezmiyorlar, hızla okuyorlar, hızla çalışma hayatına atılıyorlar, (az da olsa bir kısmı hızla kendi işlerine ‘girişim’cileşiyorlar, tabi önemli bir kısmı gene internette). Her yerdeler.

Aynı hızla tüketiyorlar!.. (Bakınız, zincir mağazaların sayıları)… Artık iç tüketimin çok önemli bir kısmı onlarla oluyor.

Peki, her şey bu kadar ‘gençken’, neden daha hızlı yaşlanıyoruz?

Hız’dan dolayı! Her şeyin habire ve sürekli hızlanmasından dolayı! Gençler bunu hepimizin en hızlıları olarak yaşarken yarattıkları girdaba, kendilerinden öncekileri de sürüklüyorlar kaçınılmaz olarak. Birkaç dönem önceki kuşağın ancak para verip, cv’sine de gururla ve kendini farklı kılan kimi öğrenilmiş yeteneklerin daha fazlasını neredeyse ergenliklerinde edinmiş oluyorlar zaten. Sonuç; yaşın ileri ve bilgisayarda yavaş mısın? Ya hızlan, ya da bırak! Kıdem! O da ne ki? Amirinin odasına girerken üstünü başını toparlasan biraz… Amir? Oda? Duvar niye var sahi?

(?) işaretlerini bilerek ekliyorum, çünkü sahiden soruyorlar, diklenmiyorlar, anlamaya çalışıyorlar (ama anlamlandırmalarını beklemeyin).

Sadece yaşlanıyor muyuz? Hayır, yaşlanırken ‘gençleşiyoruz’da. Bakın etrafınıza. Çalışan erkeklerin 20-60 yaş arası kısmı chino pantolon giyiyor. (Şirket kuralları gereği giyemeyenler de giyebilen şanslılara gıptayla bakıyor.) Çalışan genç kızlar gitgide daha ileri yaşlara bırakıyorlar evliliği ve evlendikten sonrada çalışmaya devam ediyor (ve markalar, 36 beden mankenlerle katalogladıkları koleksiyonlarının 42-44 bedenlerini de koyuyor standlarına, ağır kıyafetler de gençleşiyor).

Aileler küçülüyor, çekirdeğin de çekirdeği ayıklanıyor tek kişilik marka evler yayılırken…

Bu görünür olan kısmı. Yani görünmeyen kısmı da var (yada bakmak istemediğimiz)… Bu kadar hız herkesi kapsa(ya)mıyor elbette. Kapsama alanında kalabilecek hıza ayak uyduramayanlar da hızla kenarlara çekiliyorlar (sanki)… Okullarda üniforma zorunluluğu kaldırıldıktan sonra sanki toplumun tümü yeni üniformalılar ve eski üniformalılar gibi ikiye ayrılmış gibi (sanki, fazla dramatize etmiş de olabilirim)… Onları da her gün görüyoruz aslında ama görmezlikten geliyoruz belki de kimbilir?

Yeni binyılda her şey yeni ‘şey’ler halinde. Yeni ‘şey’lerin ne olacağını, nerelere varabileceğini bilmiyoruz. Eskinin hükümsüz olduğunu biliyoruz sadece.

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. İsmail YILMAZ11 Kasım 2017 23:53

    Çok doğru bir tespit üstad. Ailelerin küçülmesi yanında evliliği 30 lu yaşlardan sonraya bırakıp çalışan bayanların en önemli sorunlarından biri de yaşları ilerlediği ve iş stresinden dolayı çocuk sahibi olmakta zorlanmaları.

    YanıtlaSil