Ana içeriğe atla

Bilginin hazırcı yamyamlarına inat! “Hepimiz Yamyamız”

Sosyal bilimlerin pek çok alanına özel ilgim var. Üzerine çok okuduğumdan olsa gerek, kimi yazarları ve yazılarını “farklı” bulurum. Farkı da “bilgiden” ileri gelir, daha doğrusu o yazıyı yazdıran motivasyonda “bilginin” ilk sırada mı yoksa ikinci sırada mı olduğundan.

Örneğin sosyolojiyi ele alalım. Bir disiplin olarak sosyoloji, en başta önyargısız yaklaşabilmeyi, anlayabilmeyi gerektirir. Bakılan topluluğun ya da topluluk bireylerinin davranış kalıplarının o toplumun ortak hayatındaki yerlerini, etkilerini anlamak için gereklidir bunlar. Bu ise üzerine çok ciddi çalışmalar yapmakla mümkün. Ama motivasyon asıl olarak bir disiplin olarak sosyoloji merakından değil de örneğin (biz de çok olduğunu düşünüyorum) ideolojik/siyasal aidiyetlerden geliyorsa ortaya çıkan yazılarda maalesef pek çok nüansın göz ardı edildiği, birbirini besleyen/etkileyen o fasit dairelerin tanımlanamadığı ya da kabaca çizilip geçiştirildiği, sonuçta da daha önceden yazılmış/söylenmiş (ve sonrasında yeniden ve yeniden yazılıp söylenecek) olanın bir kez dahasından öteye geçemeyebiliyor.

Bu yüzden “ters köşe” dediğim yazıları özellikle seviyorum. Ters köşe demem de şundan; biz insanlar, karşımıza çıkan her olguyu uzun uzadıya analiz etmiyoruz –ki günlük yoğunluğumuz içerisinde buna zamanımızda yok. Bunun yerine bir şekilde “bildiğimiz doğrularla” bakıyor ve karar veriyoruz (çoğu durumda bunun farkında bile olmadan, bilinçaltımızla). İşte “ters köşe” yazılar, ben de tam da bunu kıran yazılar, öylesine nüanslar aktarıyorlar ki, “bildiğim doğrularla” bakmamı bir anda engelleyiveriyorlar, başka türlü de bakılabileceğini deyim yerindeyse bir ışık gibi kafamın içine çakıveriyorlar.

Bu yazılar ve kitaplar benim güzide parçalarım. (Blogumun altındaki favori kitapları birazda böyle seçiyorum.)

Claude Lêvi-Strauss, Hepimiz Yamyamız; işte bu yüzden o listeye girdi (ve Noel Baba’nın çektikleri’ne de ilham oldu ama Strauss’un yazısı apayrı bir hazine.)

“Claude Lévi-Strauss gibi, "uzaktan bakma"yı tercih ettiğini açıklamış bir antropolog, günlük bir gazeteye yazı yazacak olsaydı ortaya nasıl bir toplam çıkardı? Bu sorunun cevabını temsil ediyor Hepimiz Yamyamız: Lévi-Strauss'un 1989-2000 yılları arasında İtalyan La Repubblica gazetesine yazdığı yazılardan oluşuyor esasen. Yeri geldiğinde "deli dana" hastalığı veya Lady Diana'nın ölümü gibi güncel konulardan hareket eden bu yazılarda, bir yandan antropolojinin ana temaları ele alınıyor, bir yandan da modernliğin getirdiği "yeni" sorunlara daha geniş bir perspektiften bakışlar geliştiriliyor. Lévi-Strauss'un duru bir dille kaleme aldığı konular arasında ilerleme ve ilkellik, mitik düşünce ve ensest yasağı üzerine görüşler, aile ve akrabalık ilişkileri, toplu yaşamın kökeni ve kadın cinselliği hakkındaki biyolojik spekülasyonlar üzerine eleştirel notlar, Noel kutlamalarının yaygınlaşmasının nedenleri veya yamyamlığın Batı'ya ait bir fantazi olup olmadığı gibi sorular, Poussin'in bir tablosu ile Amerika yerlilerinin mitosları arasındaki tematik ilişki yer alıyor.” (Arka kapak yazısı)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Online Satış İadelerinde Gider Pusulası İmzasız Düzenlenebilir

Gider pusulası, Vergi mükellefi olmayanlardan satın alınan ürün ve hizmetlerin belgelendirilmesi ve muhasebe sistemine kaydedilmesi için düzenlenen evraktır. Aynı zamanda tüketicilere satılan ürünlerin iade alınması durumunda da gider pusulası düzenlenir. Yani gider pusulası, fatura hükmündedir. Gider pusulasının şekil ve usulüne ilişkin açıklamalar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 225 Sıra No'lu VUK Genel Tebliğinde yapılmıştır. Buna göre: ·          Gider pusulaları, mükelleflerce matbaalara bastırılır ya da notere onaylattırılır. ·          Gider pusulası iki nüsha şeklinde düzenlenir. İki nüsha düzenlenmeyen ve gider pusulasında yer alması gereken bilgilerin eksik yazılması durumunda gider pusulaları düzenlenmemiş kabul edilir. ·          Gider pusulalarının bir nüshası işi yapana ya da ürünü satana verilir, diğer nüshası ise düzenleyen kişi tarafından muhafa...

Misli Mal ve Misli Olmayan Mal Ayrımı

Özellikle hukukta karşımıza çıkan kavramlardan biri misli mal ile misli olmayan maldır. Muhasebede de vergi konularında rastlarız bu kavramlara. Çok kolay kullandığımız bu iki kavramı kısaca tanımlayalım:

Dizilerin kıyafet sponsorları KDV’ye tabi mi?

  Fotoğraf Balat Oyuncak Müzesinde çekilmiştir. Markalar için en maliyetsiz reklam çalışmalarından biri, bolca bulunan tv dizilerine sponsor [1] olmak. Dizi de oyuncuların kullandığı eşyalar, giydikleri kıyafetler, yemek yedikleri restoranlar vs. genel de sponsordur. Ürünler genellikle geçici süreyle verilir ve iade alınır. Karşılığında da dizinin sonunda markanın logosu gösterilir. Bu işlem için taraflar yani markayla dizi yapımcısı birbirlerine cash ödeme yapmazlar. İşlem bir tür barterdir. Böyle olduğundan olsa gerek, sözleşmelerde bir bedel yazılmaz, kimse kimseye fatura kesmez, işlem kayıtlara girmez. Bir irsaliyeyle ürün teslim edilir, işi bitince de (genelde aynı irsaliyeyle çünkü dizinin ürün casti iade irsaliyesi de düzenlemez) iade alınır. Ancak KDV mevzuatı açısından bakınca bu işlem yanlıştır. KDV Kanunun 10. Maddesi vergiyi doğuran olayları sıralamıştır: