GATTACA! Bilimin İçindeki Canavar ya da Genetik Irkçılık Üzerine Bir Film!

Bilimin ilerleyişini en iyi, ilerlemenin yaratıcıları yani bilim insanları gözlüyor kuşkusuz. Biz, yani bilim insanı olmayan fani çoğunluk ise bu ilerlemeyi daha çok günlük hayatımızı değiştiren teknolojilerle ve sağlığımızı bugünkünden daha iyi hale getirmesini ve bu arada gelecekteki açlık ve yetersiz beslenme gibi konularla da başa çıkmasını umduğumuz genetik gibi çalışmalarla fark ediyoruz. Tabi her ilerleme bizi sadece geleceğe dönük daha umutlu kılmıyor! Tüm bu gelişmelerin insan ve toplum hayatına olumsuz etkileri olabileceğinin de farkındayız ve… muhtemelen korkuyoruz da!
DNA’mızın kolaylıkla çözümleniyor olmasının, bu teknolojinin biraz daha ucuzladığı ve yaygınlaştığı ortamda sağlıklı insanların daha az sağlık sigortası primi ödeyebilme imkanı olacağını düşünmekle tersinden bakıp, sağlıksız olanların ne olacağına kafa yormak arasında bir yerlerdeyiz. Birde kadim hayallerden sayılan “süper insan” yaratma konusu var. Genetiği daha hücresel birleşme safhasında düzenlenmiş, bu sayede gelecekte oluşabilecek sağlık kusurları ortaya çıkmadan giderilmiş, potansiyelinin yüzde yüzüne ulaşabilecek insanlar. Ücreti mukabili olacaksa, herkesin ulaşamayacağı imkanlarla donanmış baştan şanslılardan oluşan “elit” bir sınıf, bilim kurgunun sadece “kurgu” kısmından daha mümkün, neden olmasın!
Olması mümkünler arasındaki bu yeni tür ırkçılık üzerine bir film Gattaca. Aynı zamanda Google’da “başarı filmleri” araması yaptığınızda da karşınıza çıkıyor -ki izleyince bunun bir anlamda “doğru listeleme” olduğu da düşünülebilir. Çünkü filmin baş karakteri, bir aşk çocuğu olarak doğmuş yani genetik olarak önceden dizayn edilmemiş Vincent, bu yeni tür ırkçılığa karşı bir direniş göstermiyor. Onun tek derdi ve hedefi, uzaya gitmek. Bunu yapabilmenin tek yolu ise genetik açıdan kusursuz sınıfın bir üyesi olmak. Oda bunu yapıyor, kusursuz sınıfın kaza geçirip bir kenara itilmiş üyelerinden biriyle yer değiştiriyor, yani bir anlamda “beden kiralıyor” ve kiraladığı bedenin genetik özellikleriyle kendi yapabildiklerini birleştirip, hedefine yürüyor. Yaptığının yasadışılığı herkesçe malul ama “yüzde yüz yanlış mı?” sorusuna filmin yanıtı “başka ne yapabilirdi ki!” oluyor.
İnsanın hayal gücünün içinde yaşadığı kültür ve toplumun değerleriyle şekillendiği, bilim kurgunun da bundan azade olmadığını hatırlayarak bakarsak, Vincent’in davranışının aslında her daim olmakta olan olduğunu farkederiz. Yani Vincent, herhangi bir zamanda ya da bugün, “sosyal  statüsünü değiştirmeye çalışan” herhangi birisi olabilir. Kendi toprağı olsun diye bakir topraklara göç eden bir göçmen, çiftçi ailesiyle aynı kaderi paylaşmak yerine şehir yaşamına katılmaya çalışan bir işçi, işçi ailenin yönetici sınıfta yer almaya çalışan beyaz yakalı çocuğu vs… Bunu tersinden okur ve hayatımız içerisinde anlamlandırırsak, yadırgamamız an meselesi de olabilir! Yani, ırkçılıkta ürettiğimiz birşeydir pekâlâ! Aslında neyi nasıl anlıyorsak, öyle yaşadığımızın adı belki de Vincent!
Gattaca 1997 yılında Amerikan bilim kurgu filmi yazarı Andrew Niccol tarafından yönetilmiştir. Loren Dean, Ernest Borgnine, Gore Vidal ve Alan Arkin’in oynadığı filmde Ethan Hawke, Uma Thurman ve Jude Law destek veriyor. Film 1997’de Akademi Ödülleri’nde En İyi Sanat Yönetmenliği dalına Oscar Ödülüne aday oldu. 
Yayın tarihi: 24 Ekim 1997 (ABD)
Yönetmen: Andrew Niccol
Film müziğinin bestecisi: Michael Nyman
Senaryo: Andrew Niccol
Adaylıklar: En İyi Yapım Tasarımı Oscar’ı, DAHA FAZLA
Oyuncular: Ethan Hawke (Vincent Freeman), Jude Law (Jerome Eugene Morrow), Uma Thurman (Irene Cassini), Gore Vidal (Director Josef), Loren Dean (Anton Freeman) 

Yorum Gönder

0 Yorumlar