Geçmiş Yıllar Zararlarının Mahsubu

Bir şirketin zararlarının şirket kâra geçtiğinde kârla karşılanması hayatın olağan akışıdır. Ve bu olağan akışın olağan sonucu, bir şirketin elde ettiği kârdan ödemekle yükümlü olduğu verginin azalmasıdır. İşte devletler olağanın bu kısmını kabulde biraz zorlanırlar (ki bunu da olağan kabul etmek gerek sanırım.) Bizde de yasalar, geçmiş yıllardan gelen zararların gelecekteki kârla karşılanmasını (yani mahsubunu) kabul etmekle birlikte, bunu bir anlamda sınırlamışlar ve bir takım usul ve şekil şartlarına bağlamışlardır.

Geçmiş yıl ya da yıllar zararları dediğimizde, zararın ne çeşit bir aksiyon sonucu kayıtlara girdiği konusu önemli. Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) bunu üç şekilde tanımlamış.

a)                          Şirketin kendi faaliyetinden kaynaklı zararlar.        

b)                          Şirketin, halen mahsup edilmemiş zararları bulunan bir şirketi devralmasından kaynaklı zararlar.

c)                           Şirketin, tam bölünmeye uğramış bir şirketin bir kısmını devralmasından kaynaklı zararlar.

Şimdi kısaca bunlara bakalım.

A)     FAALİYET ZARARLARININ MAHSUBU

Geçmiş yıl zararları sonraki beş yılda oluşan kârdan mahsup edilebilir. (KVK Md. 9) Dikkat edilmesi gereken nokta ise “birden fazla dönemin zararla sonuçlanması durumunda, zarar mahsubunda en önceki yıl zararından başlanmak suretiyle mahsup işlemi yapılmalıdır.”[1]

Şirket KV Beyannamesini son beş yıl boyunca kanuni süresi içerisinde vermiş olmalı ve her yılın zararı beyannamede ayrı ayrı yazılmış olmalıdır.

Kârın oluştuğu dönemde mahsup edilmeyen zarar, sonraki yıllarda da mahsup edilemez. O kadar ki, düzeltme beyannamesi dahi verilmiş olsa bu durum değişmez.

KVK Md. 9’a aykırı olarak yapılan zarar mahsupları nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi zıyaı doğmuş olur ve bir kat vergi zıyaı cezası kesilir.

B)      DEVRALINAN KURUM ZARARLARININ MAHSUBU

Şirketler şartları uygun ya da gerekli görürlerse başka şirketleri devralabilirler. Bu faaliyet gösterdikleri sektörde olabileceği gibi faaliyet göstermeyi düşündükleri farklı sektörlerde de olabilir. Böylesi durumlarda devralınan şirketin geçmiş yıllardan gelen zararlarının olması da olasıdır. KVK Md. 9’a göre devralınan kurumun mahsup edilebilecek zararı, devralınan kurumun devir tarihindeki öz sermaye tutarını geçemez. VUK Md. 192’de öz sermaye, aktif toplamı ile borçlar arasındaki fark olarak tanımlanmıştır. Buna göre, devralınan şirketin öz sermayesinin negatif olması durumunda herhangi bir zarar mahsubu söz konusu olamayacaktır.

Devralınan şirketin son beş yıl KV beyannamesini zamanında vermiş olması ve devralınan kurumun faaliyetinin devirden itibaren en az beş yıl süresince devam ettirilmesi de, geçmiş yıl zararlarının mahsup edilebilmesinin diğer gerek şartlarıdır.

C)      TAM BÖLÜNME HALİNDE ZARAR MAHSUBU

Bir işletmenin bir başka işletme tarafından devir alınmasından farklı olarak tam bölünme, tam mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah[2] etmek suretiyle bütün mal varlığını, alacaklarını ve borçlarını kayıtlı değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla  tam mükellef sermaye şirketine devretmesi ve karşılığında devredilen sermaye şirketinin ortaklarına devralan sermaye şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisseleri verilmesidir. (KVK Md. 19)

Tam bölünmeye uğrayan şirketin geçmiş yıl zararlarının mahsubu, öz sermayesinin devralınan tutarını geçemez ve devralınan kıymetle orantılı olmak durumundadır.

Ve ayrıca, tam bölünmeye uğrayan şirketin son beş yıla ait KV beyannamelerinin zamanında (kanuni süresinde) verilmiş olması ve devralınan kurumun faaliyetinin de devralan tarafından en az beş yıl süreyle devam ettirilmesi gerekmektedir.



[1] Antalya Vergi Dairesi’nin 03/05/2021 tarihli ve B07.1.GİB.4.0.7.16.01-KVK.ÖZ.2010-28-74 sayılı özelgesi

[2] İnfisah, kendiliğinden ortadan kalkmak. 


Yorum Gönder

0 Yorumlar