Ana içeriğe atla

Hayatımızın kaydedilmesine neden izin veriyoruz?

Emrullah Kandemir - Yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı uygulamalar her yaptığımız alışverişi (her çeşit kart, puan uygulaması vs. ile), her gittiğimiz yeri (akıllı telefonlarımızın konum toplaması, GPS sinyalleri, mobese kameraları ile), ne yemekten, ne giymekten, ne izlemekten, nerede bulunmaktan hoşlandığımıza kadar tüm günlerimizi kaydediyorlar. Bizde bunu biliyoruz; üzerine hemen her gün bir yazı okuyup, günlük sohbetlerimizde tartışıyoruz.

Bu yazıların, konuşmaların kimileri, geleceğe dair distopik kurgularla buluşan “eyvah” modunda, endişe yüklü yazılar olurken; kimileri de (büyük veriye vurgu yaparak) bu yenidünyanın insan yaşamına getireceği artılara işaret ediyor.

“Eyvah”çılara göre bu bilgiler geleceğin genetik ya da kültür ırkçısı bir diktatoryal grubunun eline geçerse insanlık, hakikaten de tarihte hiç görülmedik boyutta bir sosyal ayrışmaya ya da daha kötüsü “arınma” adına bir soykırıma uğratılabilir.

Olumlu tarafından bakanlara göreyse insanlık, neredeyse her bir bireyin neye ihtiyacı olduğunu anlayabileceği ve giderebileceği bir geleceğe yürüyor.

Elbette burada yazdıklarım uç senaryolar, yazı gereksiz uzamasın ve bağlamından kopmasın diye böyle yapıyorum mecburen, ara senaryoları siz düşünün artık. Benim bu yazıdaki asıl sorum ve soruya yanıtım ise şu:

Bu konu üzerine pek çok araştırma ve anket yapıldı ve yayınlandı bugüne dek ve hemen hepsinin ortaklaştığı sonuçlardan biri şöyle özetlenebilir; “bu durumdan dolayı endişeli miyiz? Evet, hem de feci derecede! Peki, gönüllü ya da gönülsüz, verilerimizin bu şekilde kaydedilmesine razı mıyız? Evet razıyız!”

Peki, neden böyle yapıyoruz?

“Şimdilik” yanıtlarımı madde madde aktarayım;

  • Genel gidişat böyle ve bizler toplumsal yaratıklarız, yani sürüden ayrılmak istemeyiz –ki zaten ayrılsak da nereye gideceğiz ki?

  • Yaşama içgüdümüz kendi kurduğumuz medeniyetin içerisinde asıl evrimsel yeteneğimizi yani kültürel adaptasyonumuzu olağanüstü geliştirdi. Bu yüzden, var olan değerlerimizi elde tutamıyorsak eski toplumumuzu “yıkıp”, sosyal, ahlaki vs. toplumsal kurallarımızı da yeni baştan dizayn edip yeni bir toplum oluşturabiliriz. Yani gidişata engel olamıyorsak, engel olmaya çalışmaktan vazgeçip en öne koşabiliyoruz.

  • Kültürel altyapımız aslında bu durumun yabancısı değil. Feodal kır-köy topluluklarından (ki binlerce sene sürmüştür), endüstriyel gelişimle birlikte hızla sanayi devletine ve oradan da refah devletine geçebildik -ki bu son ikisi 300 yıl kadarlık bir zamanda oldu, bu kadar zaman içerisinde eski topluluklarımızı, klanlarımızı, büyük ailelerimizi vs. terkedip, yeni toplumun çekirdek aileli bireylerine dönüştük. Ve bunu yaparken de bürokrasiyi (modern anlamda ve özgürlük ve eşitlik idealimiz adına) oluşturduk. Böylece bir yandan kandan asillerin yerine içimizden birilerini bizi yönetsin diye seçebildik, bir yandan da gücü kişilerden çok mekanizmaya (yani bürokrasiye –dağıtarak) verdik ki, seçilenleri de çok güçlü kılmayalım. Ama bunu yaparken, işini yapabilsin -yani ihtiyaçlarımızı anlayabilsin ve giderebilsin ve bizi refaha ulaştırabilsin- diye bürokrasiye, ulaşabildiği her şeyi kaydetme yetkisi de verdik, (nüfus kaydımız, ikametgahımız, sosyal güvenlik numaramız, mülkiyet kayıtlarımız vs.)


Herhalde bu yazıdan ancak şöyle bir sonuç çıkar; insanlığın, fiilen sonu gelmediği sürece, hikayenin de sonu olmayacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Online Satış İadelerinde Gider Pusulası İmzasız Düzenlenebilir

Gider pusulası, Vergi mükellefi olmayanlardan satın alınan ürün ve hizmetlerin belgelendirilmesi ve muhasebe sistemine kaydedilmesi için düzenlenen evraktır. Aynı zamanda tüketicilere satılan ürünlerin iade alınması durumunda da gider pusulası düzenlenir. Yani gider pusulası, fatura hükmündedir. Gider pusulasının şekil ve usulüne ilişkin açıklamalar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 225 Sıra No'lu VUK Genel Tebliğinde yapılmıştır. Buna göre: ·          Gider pusulaları, mükelleflerce matbaalara bastırılır ya da notere onaylattırılır. ·          Gider pusulası iki nüsha şeklinde düzenlenir. İki nüsha düzenlenmeyen ve gider pusulasında yer alması gereken bilgilerin eksik yazılması durumunda gider pusulaları düzenlenmemiş kabul edilir. ·          Gider pusulalarının bir nüshası işi yapana ya da ürünü satana verilir, diğer nüshası ise düzenleyen kişi tarafından muhafa...

Misli Mal ve Misli Olmayan Mal Ayrımı

Özellikle hukukta karşımıza çıkan kavramlardan biri misli mal ile misli olmayan maldır. Muhasebede de vergi konularında rastlarız bu kavramlara. Çok kolay kullandığımız bu iki kavramı kısaca tanımlayalım:

Dizilerin kıyafet sponsorları KDV’ye tabi mi?

  Fotoğraf Balat Oyuncak Müzesinde çekilmiştir. Markalar için en maliyetsiz reklam çalışmalarından biri, bolca bulunan tv dizilerine sponsor [1] olmak. Dizi de oyuncuların kullandığı eşyalar, giydikleri kıyafetler, yemek yedikleri restoranlar vs. genel de sponsordur. Ürünler genellikle geçici süreyle verilir ve iade alınır. Karşılığında da dizinin sonunda markanın logosu gösterilir. Bu işlem için taraflar yani markayla dizi yapımcısı birbirlerine cash ödeme yapmazlar. İşlem bir tür barterdir. Böyle olduğundan olsa gerek, sözleşmelerde bir bedel yazılmaz, kimse kimseye fatura kesmez, işlem kayıtlara girmez. Bir irsaliyeyle ürün teslim edilir, işi bitince de (genelde aynı irsaliyeyle çünkü dizinin ürün casti iade irsaliyesi de düzenlemez) iade alınır. Ancak KDV mevzuatı açısından bakınca bu işlem yanlıştır. KDV Kanunun 10. Maddesi vergiyi doğuran olayları sıralamıştır: