Zuckerberg’in ‘özrü’


Facebook’un kullanıcı verilerini ‘çaldırdığının’ ortaya çıkmasıyla birlikte dikkatler bir kez daha bizi bizden iyi tanıyan veri toplayıcı dijital teknolojilere döndü.

Aslında başta Google ve sosyal medya olmak üzere pek çok dijital uygulamanın verilerimizi topladığını ve geliştirdikleri yapay zekâlı algoritmalarla analiz ederek kullandıklarını zaten biliyorduk. Ama biz bunun daha çok reklam amaçlı kullanıldığını düşünmek istiyorduk, çünkü o zaman bize bir zararı olmazdı hatta faydası bile olur, günlük yaşayışımızı daha kaliteli hale bile getirebilirdi. Ancak Facebook skandalıyla bu verilerin seçimlerde kullanacağımız oyları etkileme yani bizim sandığımız seçim kararımızı maniple etmek için de kullanabilecekleri, yüzümüze çarpmış oldu.

Tabi Facebook, olayda doğrudan sorumlu değil ya da Zuckerberg’in ifadesi bu yönde. Onun sorumluluğu asıl verilerimizi koruma kısmını ihmal edişinde. Nitekim Zuckerberg’de bunun için birkaç kez özür diledi.

İnsan doğası ‘kullanıldığını’ kabul etmeye pek müsait değil sanırım. Öyle olmadığı için de Zuckerberg’in özür dileyişinde ciddi bir samimiyet görenlerimiz oldu. Bu sayede de bir kez daha, Facebook gibi kurumsal şirketlerin verilerimizi bilerek ve isteyerek bize karşı kullanmayacakları hususunda kafalarımızda bir parça daha güven tazeleyip bir nebze rahatladık.

Oysa Zuckerberg’in özrü, Amerikan iş dünyasının yapısallığı ve gelenekleri ile Anglo-Amerikan hukuk sistemi içerisinde bir karşılığı olduğu için dilediğini düşünmek için de sebeplerimiz var.
Bir kere Amerika’da toplumsal, ekonomik ve siyasal sistemin oldukça derinlere inmiş ve kurumsallaşmış denetim sistemleri var. Uzun uzun detaya girmeden olası sonucu en uç noktadan söyleyeyim. Eğer sorumlu yöneticisi olduğunuz şirket, yatırımcıların, hissedarların ve kamuoyunun aleyhine olabilecek bir şey yapar ya da sebep olurda siz de bunun kişisel sorumluluğunu almaz ve hatanızı kabul edip ‘samimi özürlerinizi’ sunmazsanız, orada kalamazsınız ve kusurlu olduğunuz ispatlanırsa alacağınız hem şirketinizin hem de sizin alacağınız ceza da artar.

İlaveten Amerika’da (ve İngiltere’de de) uygulanan Anglo-Sakson hukuk sistemi, yazılı hukuktan çok yargıç ve jüri temelli bir sistemdir. Yani yaptığınızın hukukta yazılı karşılığının olup olmadığına değil sonuçlarının karşılığının olup olmadığına bakar ve karar verir. Siz kusurunuzu gizler, sorumluluğu kabul etmezseniz ama aksi yönde kuvvetli kanıtlar ortaya serilirse, jüriyi samimiyetinize ikna şansınız pek kalmaz ve işiniz biter.

O yüzden, Zuckerberg’in özründe keramet aramadan önce, yönetimde demokratik anlayış, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığında keramet aramak daha doğru olur!

Yorum Gönder

0 Yorumlar